Aklın, deneyimin, bilimin birikimiyle oluşan “devlet geleneğini” göz ardı ederseniz,
Ulusun çıkarlarını gözeterek uzun vadeli politikalar üretmek yerine, bireysel çıkarlar ve gündelik politikalarla devlet yönetmeye kalkarsanız,
Sizi, bu kan ve gözyaşından başka bir şey üretmeyen coğrafyanın içinden çekip alan elin gösterdiği “yurtta barış, dünyada barış” yolunu, geçmişin geçmişte kalan hayaline kapılıp, elinizin tersiyle itip, o arıların sizi de sokacağı ihtimalini düşünmeden, bilerek arı kovanına çomak sokmaya devam ederseniz,
Devletin, eğitimden adalete, güvenlikten sağlığa, olağanüstü durumlarda en ihtiyaç duyulası kurumlarını, küçük çıkarlar uğruna felç edip çalışamaz hale getirirseniz,
Çalışmaya, üretmeye dayalı bir ekonomi yerine, karanlık uluslararası ilişkilere ve valizlerle taşınan, hesabı verilemeyecek para transferlerine dayalı bir sistemle ekonomiyi yürütmeye çalışırsanız,
İkide bir manipüle ederek kurguladığınız eğitim sistemiyle, bütün bunları rahatlıkla yapabileceğiniz ve adımlarınızı meşrulaştırmak için arkanıza iradesini alabileceğiniz, akıl ve bilimle değil, gönlüyle ve inançlarıyla davranan bir ahali inşa etmeye devam ederseniz,
Bakın daha neler neler göreceksiniz….